Kadına şiddet uygulamak tanım olarak: Kadına yönelik şiddet, kadınların cinsiyetleri nedeniyle
maruz kaldıkları fiziksel, cinsel, psikolojik acı veya ıstırap veren ya da verebilecek olan her türlü eylem, uygulama ya da bu tür eylemlerle tehdit edilme, zorlanma veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakılmalarıdır. Kadına şiddet denince dayak yemiş, eli yüzü morluk içerisinde, korkmuş veya istismara uğramış bir kadın silueti karşınıza geliyor değil mi?
Rabbimin peygamberlik nasip edip peygamber doğurmakla, Türklerde ECE makamına yükselebilen kadına, Sarayın hareminde, evlerde kumalarıyla hizmet hayatı, arap ve fars geleneğini din olarak alıp kadını hapis ederek, cahil bırakıp sanki dünyaya hizmetçi olarak gelme talihsizliğini boyunlarına asmak hiç ŞİDDET değil !.
Köylerde evde erkeklerin yemekten sonra artığını yedirmek, tarlalarda ırgat olarak
çalıştırmak, başlığını alıp afiyetle yerken namuslu adam taklidi yapmak, onu hiçe saymak ŞİDDET
değil.Bu senaryoların tamamı yüzleşmemiz gereken bir geçmiş ve bugün ancak biz kadına şiddeti
kadınlarda dahil yanlış pencereden bakarak değerlendirdik.
Bugün dizilerde erkeklere metres yaparken, mutlaka ağır abimizin evlilik dışı sevgilisi olurken,
maço konak beyimizin konakta caka satarken kadınların sağa sola koşuşturmaları, bunları seyreden
kadınlara ŞİDDET değil değil mi?
Kadınlara özgürlük diyerek onları birer cinsellik teması haline getirmeyi becermek,tv
programlarında onları kocalarını bırakıp kaçan azgın bir tema haline getirip sunmak, parası yenen ve
tv programında malı götüren ablalrından akıl alan saftirik göstermek ŞİDDET değil mi?
Ya topluma kazandırılıyorum sanıp bir türlü kendi ve aslı olamayıp esen rüzgarlara bırakan
sürekli kendiyle meşguliyet cehaletindeki kadınlar ŞİDDET görmüyor mu?
ŞİDDET, kadınının ezilmesi genel bir toplumsal sorundur. Sadece erkeklere bağlı olduğunu
düşünerek hamasi demeçlerle feminist duygularını tatmin etmeye çalışanlar kendilerine de biraz çeki
düzen vermesi gerektiğini bu toplumsal yaranın hep beraber ortak olarak ve eğitimle, aklını
kullanarak, vicdan denilen o cevheri besleyerek bunun çözüleceğini, kanuni erkin güçlenmesi ile etkili
olacağını bilmesi gerekiyor. Maalesef bugün kaba kuvvet sadece kadın ve erkek olarak ayrılmadan
ülkemizde insanlık sorunudur. Her gün günlük hayatımızda trafikte, toplu taşımada, iş yerinde,
hayatın her yerinde yaşanılan saygısızlık, bencillik, azgınlık kadına şiddeti normal bir sonuç olarak
kılmıyor mu? Dizilerdeki şiddet ve silahların patır patır patladığı, eroin değil de namuslu bir şekilde
silah satan mafya maçolarını, aşiret ve konak ağalarını, gözümüze sokanların sonradan öldürülen
kadınlara üzüleceğini düşünürseniz yanılırsınız. Bu günlerde hiç aldatmasız dizi seyrettiniz mi? Filmde
eğer bir enişte bey varsa baldızı sürekli salak yerine koymak hiç kadına ŞİDDETdeğil sanki.
Toplumun çekirdeği ailedir derdik hep sosyal bilgiler, hayat bilgisi derslerinde. Aile mutluluğu,
ailenin bireyinin mutluluğu ve emniyeti ancak paylaşımcılık, empati, yaşama ve insana saygı, hak,
hukuk gözetmek, İNSAN olmak ve İNSAN olmamız için inen bir hak dinden, çok cami yapmak yerine
çok eğitim vererek faydalanmakla, gerçekten insan yetiştirme odaklı eğitimlerle ŞİDDET denilen
kavram çekip gidecektir. Kadınların gördüğü her türlü şiddete HAYIR diyerek ve en ağır şekilde cezalanması temenni ediyorum.
Saygılarımla
Comments